Şehirde ne var ne yok diye soruyorsun ya
Komşu komşuya selam vermez oldu emmoğlu
Sahte mutlu pozları hayra yoruyorsun ya
Horanta birbirini görmez oldu emmoğlu
Bir fincan kahve için kafeye gidiyoruz
Sanal arkadaşlarla hasbihal ediyoruz
Yozlaşma bedelini çok ağır ödüyoruz
Evlerimize huzur girmez oldu emmoğlu
Komşunun tavuğunu komşusu görüyor kaz
Evinde sohbet etmez el âlemden alır haz
Taş yağacak yakında ahan da şuraya yaz
Kimse kimsenin halin sormaz oldu emmoğlu
Rengârenk lensler ile çift cam olsa da gözler
Üç dört kat badanayla kamuflajlanır yüzler
Kaşlar kirpikler takma gerçek simayı gizler
Kullar hayâ perdesi germez oldu emmoğlu
Burda her şey pahalı geçim derdi bitmiyor
Dört elin çalıştığı üç boğaza yetmiyor
Düşüp bayılsan kimse ellerinden tutmuyor
Kardeş kardeşine borç vermez oldu emmoğlu
Yalnızlık çekiyoruz kalabalık içinde
Hepimizin eli var yitik kültür göçünde
Hiç kimse masum değil bu yozlaşma suçunda
Bozuk zaman çeşmesi durmaz oldu emmoğlu
Ne kavgalar yaşanır ata ile uşakta
Arasan da bulunmaz merhamet bu kuşakta
Tevazu beklenir mi erişmeyen başakta
Ulu çınarlar ışkın sürmez oldu emmoğlu
Edep denen kalkanı soyunca üstümüzden
Saygı göremez olduk cühela astımızdan
Cerahat sızar iken insanlık postumuzdan
Elimiz yaramızı sarmaz oldu emmoğlu
Habil soyu tükendi her yer Kabil’le dolu
Cinnet sokağa düştü fırlayıp yenden kolu
Suizanın beş şişle çorap işlerken eli
Baş varken ayaklara örmez oldu emmoğlu
Zay olduk gurbet elde işte böyle halimiz
Gönül acı çekerken türkü söyler dilimiz
Deve dikenleriyle dolu iken yolumuz
Dost dostun altına post sermez oldu emmoğlu.