Site Menüsü

UNÇULUK ANŞA-BEDİRİK HÜRÜ

Unçuluk Anşa, elindeki kirmenini döndürü döndürü, kıl ip eğirerek kehin ucuna doğru yaklaştı. Ayağındaki Maraş yemenisi gün vurdukça parlıyordu. Üzerindeki al yeşil fistanı yel estikçe dalgalanıyor, yerdeki yoğurt çiçeklerini yalıyordu. Hava sıcaktı, başındaki dolamasını arada bir kaldırıp başını havalandırıyor yeniden düğümlüyordu. Aşağı derenin kenarındaki üçgüllerin içindeki kızına arada bir seslenip,
“Ha benim gızıma, ha benim gızıma!” diyordu.
İki büklüm vaziyette yanına doğru yaklaşan Bedirik Hürü, elindeki eğriş büğrüş hartlap değneğinden destek alarak,
“Vay ocacıın batmıya Unçulaanşa kimiinen gonuşuyon bire gız sen?” dedi. Unçuluk Anşa:
“Abavv! Hüraatın nerden çıgdın sen biraaz, benimi kişifliyon sen yonsa? Kiminen gonuşucuyum gızımınan gonuşuyom, görmüyon mu anam?” diyerek elindeki kirmenini sertçe bir daha kıvrattı, işaret (bâdi) parmağını diliyle hafif ıslatarak kınalı parmaklarıyla eğirdiği ipi kirmenin çatallarına sertçe doladı. Bedirik Hürü:
“Annadım bire gız annadım, benim gız da ayuucunda ye’eliyo, şükür buzalacı bu yıl bacım, a’artısız galırıg deen cip gorkuyoduk amma, şükür. Şükür ki şükür.” dedi. Unçuluk Anşa:
“Deme gıız, vallacıına cip sevindim, gözünüz aydın Hürü bacı. A’artısız da heç olmuyo vallaa, benii daha yoz bacım.” dedi. Arkasından “Bizim herifi gandırmışlar bacım, ota’ada tembih eyledim yog, gırannar dıkılasıca tüccerler benim herife hemi de ‘Çit buzalacı bu ineg’ deen vermişler.” diyerek ekledi. Bedirik Hürü:
“Abavv, vay Anşa bacım vay! Vay Anşa bacım vay! Vay ki vay...” diyerek Unçuluk Anşa’yı teskin etmiye çalıştıysa da, dayanamadı:
“Zehri gatıran olsun o zalım deyüslerin aldıı paracıklar, tüccercilik bu mu? Gırg yalanı birden sö’ölüyo kehranacılar, o herifine de sö’öle bir daa mal bazarına benim herifi almadan gedmesin. Gedmesin bacım gedmesin!” diyerek elindeki eğriş büğrüş hartlap değneğini sertçe yere vurdu.
Unçuluk Anşa, herifini kasdederek:
“Yog bacım yog, bizii kimsiye taysınmaz, inadın teki o. Gene geder nerede bir yoz inek varısa bulur al gelir. Usandım gınaa geldim elinden.” dedi.
Bedirik Hürü, sinirli bir vaziyette elindeki değneğini tekrar kaldırdı:
“Baa bag Unçula’anşa!” dedikten sonra, sıcaktan bunalmış olmalı ki alnındaki terini silerek demirçik ağacının gölgesine geçti. “Baa bag baa bacım!” kendi herifini kasdederek “Bizii de seniinden geraalmaz bacım, yıkık daermende gırg gün aelenir. Al birini vur öte’ene.” dedi.
Unçuluk Anşa, kirmenini döndüre döndüre, o da sıcağın bunaltısından telefsimiş olmalı ki Bedirik Hürü’nün yanına gölgeye vardı:
“Gız bacım bua şükür, ee kötü birer herifimiz var, nataa da garasak bu herifler bizim herifler. Cıngıllı Fadıma’amı dul galsak bundan daha mı eyi? İneg de buzalacı olmassa olmasın, garaltıları yeter bira’az. Heç daalısa namıssımızı goruyollar.” dedi.
Bedirik Hürü, sert bir şekilde uzaklara bakarak:
“Garaltısında çıksın.” dedi, devam etti “Vara olmaz oluyaydı, benim ömrümü yedi bitirdi bu benim herif, gız ben bööle miydim bunun gapısına geldiimde hıı Anşa bacı?” dedi.
Unçuluk Anşa, demirçik ağacının bedenine yaslanıp naylon ayakkabısını ayağından çıkardı. Sonra terlemiş ayakkabı içindeki ayağını havalandırarak yüzünü Bedirik Hürü’ye döndü, dizlerini tıpışlıyarak:
“Şükür heç kimsiye möhteç etmedi benii, senii de etmedi bacım. Temam, gapısına gelin geldiinde gözelidin tabiim. 16’sında ya varıdın ya yo’odun, ya ben heyliyedim gözel daal mıyıdım? İkimiz de iyeşee geddig dokuzar çocug doordug, daha heylolak hıı? Yaşımı tem bilmem ileekin sekseni geçtin sen diyollar baa.” dedi. Bedirik Hürü:
“Abavv! Otaa oldug mu gız anam biz? Dokuz çocug dooralıdan bu yannı gırg sene mi geçmiş? Hele dün öteen benim güccoolan Cüme’em ‘Ana ben gırkeeldim naakıt evereceen beni.’ diyodu, benim döl dooru söölüyo o akıd.” dedi. Unçuluk Anşa:
“Olduk tabiim olduk, aha geldiiik aha gediyok goca Bedirik Hürü” dedi. Ardından aklına bir şey geldi devam etti; “Gız bacım senin Cüme’e gırkamı gelmiş, tüh çocuk tööle bekâr galdı galan desene?” dedi. Bedirik Hürü, suskun suskun:
“Hee kele bacım Cüme’em bekâr galdı, ağzıcıı yumulasıca şo bizim yokarıı köyden Kepir Gadir’in gızı Leyli’ye âşık olmuş, otaa yalvardıg, yakardıg gızını Cüme’eciime vermedi, gızında gö’önü varımış amma ileekin ninemeli. Del’Emine denen bir soyka anası var. ‘Ben Bediriin ooluna gız vermem” demiş. Ben de; ‘Gızın soykaalsın, benim Cüme’eme gız mı yog?’ dedim. ‘Ne onnar gelin isdeyin dedi, ne de biz oralı oldug. Öölecene galdı ikisi de Anşa bacı.” dedi.
Unçuluk Anşa, bu hikâyeyi duyunca:
“Vah, vah, vaaah! Demek ööle oldu hıı? Dur sen! Ben oa biliyom, heyle ki vermezimiş baam Cümee yeenime gızını.” dedi.

-devam edecek-


Yorumlar - Yorum Yaz