ÜÇ YUDUM-BİTİREN GİDEBİLİR Mİ?-PARANIN LAFI-KIZ KAÇIRMA-SEKTİR


Üç Yudum

Okulda nöbetçiydim. Ders zili çaldı, öğrencileri içeri alıyorum. Ben de dersime yetişeceğim. Dersten önce bir su içeyim dedim. Kantinden bir bardak su aldım. Suyu bir dikişte içtim. Öğrencilerden biri, beni suçüstü yakalamış gibi:
“Hocam, üç yudumda içmek sünnet, diyordunuz, siz bardağı kafanıza diktiniz.”
Hiç bozuntuya vermeden:
“İki bardak daha içeceğim evladım.”

Bitiren Gidebilir mi?

Kahramanmaraş Lisesinde sınıfın birinde yazılı yapıyordum. Sınıfa soruları dağıtarak, “Başlayabilirsiniz.” dedim. Tembel öğrenciler yazılıda kafesteki kuş gibi sınıftan çıkmak için çırpınırlar. Bir öğrenci ayağa kalkıp:
“Hoca’m, bitiren gidebilir mi?”
“Çocuklar, idare zili çalmadan öğrenciler sınıftan çıkamaz.” dedim.
İnatla bir öğrenci ayağa kalkarak:
“Hoca’m, bitiren gidemez mi?”
“Bitiren gidemez. Gitmek için bir de öküz bulması lazım.” diye espri yaptım. Sınavın sonuna doğru uyarmamışım gibi haylaz öğrencilerden biri, yazılı kâğıdını verip çıkmak isterken:
“Hoca’m, bitiren gidebilir mi?”
Alaycı bir tavırla:
“Senin tren bulman lazım.” dedim.

Paranın Lafı

Gazi Ortaokulunda görev yaptığım sırada, beni seven müstahdemin biri yanıma gelerek:
“Hoca’m aklıma ne geldi biliyor musunuz?”
“Ne geldi?”
“Ortaklık bir sandıklı motor alalım, ben çalıştırırım parayı da ortadan böleriz.”
“Ben ne yapacağım?”
“Sen on beş bin lira vereceksin, çalıştırmak benden.”
Hiç rızam yoktu bu işe. Onun hevesini ve kalbini kırmak istemiyordum. Ben bu işi nasıl atlatırım diye düşünürken o, öyle inanmış ki:
“Hoca’m para vereceksiniz değil mi?”
“Paranın lâfı olur mu bee!”
“Allah'ını seveyim, sen bir tanesin!”
Birkaç gün etrafımda döndü durdu, nihayet bir hafta sonra yanıma gelerek:
“Hoca’m unuttunuz mu yoksa? Motor alacaktık. Para verecektiniz.”
“Ben ne demiştim?”
“’Paranın lâfı mı olur?’ demiştiniz!”
“Paranın lâfını etmeyelim öyleyse!”


Kız Kaçırma

Öğretmenliğin en ince noktası, öğrencilerin hilesini fark etmek ve onları kırmadan, doğruları onlara kabul ettirmektir. Aksi halde kırıcı ve kaba saba bir öğretmen olunur. Doğrularımız da kabalığın gölgesinde kaybolur gider.
Bir kız öğrencim, sene sonunda kaytarmak için en meşru bir istekle karşıma dikildi:
“Hoca’m, defterimi evde unutmuşum. Alıp gelebilir miyim?”
“Kızım sene sonu, dersler de bitti, defteri ne yapacaksın?”
“Hoca’m, ne olur defterimi alıp geleyim.”
“Kızım, sen şimdi eve diye okuldan çıkarsın, yolda giderken bir erkek öğrenciyi gözüne kestirir de elin oğlunu kaçırırsan, ben onun ailesine ne derim?”
“Aman Hoca’m! Ben niye elin oğlunu kaçırayım? Erkekler mi kızları kaçırır, kızlar mı erkekleri?
“Bak, nasıl itiraf ettin? Sen şimdi eve giderken, biri seni kaçırırsa…”

Sektir

Dersin en önemli yerinde öğrencinin biri, elinde futbol topu, gayet rahat masama kadar geldi:
“Ne var oğlum?”
“Hoca’m top sektirebilir miyim?”
Sinirli bir şekilde,
“Sektir lan!”
“Ne kızıyorsun Hoca’m?”
“Kızmıyorum oğlum, sektir işte.”