Bu ne biçim devir, almaz havsalam
Müslüman'a fetva verir dinsizler.
Görse hicap duyar hayvan vallahi
Ortalıkta çıplak gezer donsuzlar.
Dün yok, bugün yeter, yarınsa çok tez
Yemek için yaşar adi kerkenez
Bugünlere nasıl geldik, düşünmez
İnkâr eder tarihini dünsüzler.
Kim ustadır, kim kalfadır, kim çömez?
Kim aslidir, kim soysuzdur, kim melez?
Dokuz aylık olanları beğenmez
Şu iş bak, kırk günde doğan günsüzler.
Türk’le vatan oluverdi bu toprak
Türk kanıyla boyanmıştır al bayrak
Düşman ile iş birliği yaparak
Türklüğüme dil uzatır kansızlar.
Adamımsı yaratıklar çok ama
Türk değilse adam demem adama
Utanmadan dil uzatır Ata’ma
Nezaketten nasipsiz bu densizler.
Hak, adalet için çıkmaz hiç sesi
Haram ile dolup taşar kesesi
Para nerde, orasıdır kıblesi
Menfaate doğru döner yönsüzler.
Kırklarında azmış ama feri yok
Erkek duldur, kadınınsa eri yok
Nerde akşam, orda sabah; yeri yok
Seyip gezer yularsızlar, insizler.
Kolum gider billah versem elimi
Kimse bilmez akıllı mı, deli mi?
Belli değil, yaşıyor mu, ölü mü?
Ona bakıp çok şükür der cansızlar.
Tam olacak illa, sevmez yarımı
İç ettiler arpa, buğday, darımı
Çaldı, çırptı; talan etti varımı
Çoktan zengin oldu dünkü unsuzlar.
Millet varken olunur mu bertaraf?
Yetmez, eder hainliği itiraf
Bize göre değil asla hiç araf
Dönekliği şiar bilir yansızlar.
Tasma kimde, gider onun peşine
Türk’üm desen asla gitmez hoşuna
Soy sop desen arama hiç boşuna
Ne idüğü belirsizdir gensizler.
Maya bozuk, sahibini taşladı
Rüyasında arpa, darı düşledi
İhanette yeni yarış başladı
Ün kazandı hainlikte ünsüzler.