SAYGI-SAÇ KESENİN-MORAL-ALTIN

Saygı

Bazı insanlar, sırf saygı görmek için karşısındakine yapmacık saygı gösterirler. Tevazu, insanın süsüdür ama aşırısı riyaya girer.
Bir okul müdürü arkadaşımla çarşıda karşılaştık. Hoşbeşten sonra ayrılırken bana bin bir tevazu ile:
“Müsaadenizle Sayın Müdür’üm…” dedi.
Ben çok şaşırdım. Oysa hiç müdürlük yapmadığım gibi müdürlüğe müracaatım da olmadı.
Bu adam bana niçin “Müdür'üm” dedi diye düşündüm. Bir başkasıyla mı karıştırıyor acaba düşüncesiyle:
“Ahmet Bey, ben müdür değilim biliyorsun değil mi?”
O ezilip büzülerek:
“Biliyorum canım kardeşim.”
Merakla sordum:
“Öyleyse?”
“Ben saygı icabı Müdür'üm diyorum.” dedi.
Altta kalır mıyım? Ben de:
“Teşekkür ederim, Sayın Bakan’ım.” dedim.

Saç Kesenin

Günümüzde öğrencilerin saçlarına karışılmıyor; saçlarını istedikleri gibi uzatıyor, istedikleri gibi şekil veriyorlar. Bizim öğrencilik yıllarımızda uzun saç yasaktı. Okulda faaliyetlerimle göz önünde olan birisiydim. Hem lise yıllarında hem de üniversite zamanlarında hatta uzun saçın moda olduğu zamanlarda bile saç uzatmadım.
Bir gün okul müdürü elinde makasla sınıfa girdi, birçok arkadaşın saçını kesti, saçım kısa olmasına rağmen benim saçımı da kesti. Teneffüste Müdür Bey'in odasına gittim. Benim canımın sıkkın olduğunu görünce gönlümü almak istedi:
“Salmancığım, saçın uzun değil biliyorum.”
“Niçin kestiniz Hoca’m o hâlde?
“Diğer öğrenciler biliyor seni ne kadar sevdiğimi. Saçını kestiğim öğrencilerin baktım ki canları sıkılmış, senin de saçını kesince bizim saçımızı haydi haydiye keser derler, moralleri bozulmaz.” dedi.
Müdür Bey, aynı zamanda tarih hocamızdı. Ders esnasında “Astragotlar Vizigotlar...” diyerek ders anlatıyordu ben de:
“En iyi kotlar da bulucin kotlar.” dedim.
“Dur oğlum sözümü kesme.” dedi.
Cevabı yapıştırdım:
“Siz bizim saçımızı kesiyorsunuz ama!”

Moral

Kahramanmaraş Lisesinde okul müdürümüz Şeref Akben’in de edebiyat öğretmeni olan Mustafa Atatanır, sınıfa bir girdi ki öğrenciler ayakta ve sınıf toz duman.
Hoca esti gürledi:
“Terbiyesizler, ahlaksızlar! Böyle sınıf mı olur? Öğretmen böyle mi karşılanır?”
Ne kadar hakaret varsa saydı sayıştırdı. Son olarak da:
“Sizin ahlakınız bozulmuş!” dedi.
Bu söz üzerine, hemen ayağa kalkarak:
“Benim Mercedes’im neden bozulmuyor Hoca’m?”
“Ne bileyim oğlum?”
“Yok ki bozulsun Hoca’m.”
“Ne demek istiyorsun?”
“Ahlakımızın bozulduğunu, söylediniz. Bizde ahlak yok ki bozulsun Hoca’m!”
“Oğlum, bu espriye yirmi dakika gülünür ama moralim bozuk.”
“Allah versin Hoca’m! Moraliniz var da bozuk. Bizim moralimiz niçin bozulmuyor?” dedim.
Güldü, siniri geçince derse başladı.


Altın

Okul hayatımda, öğretmenlerim beni konuşturmak için bazen bana takılırlar espri yapmamı beklerlerdi. Yine bir gün öğretmenlerimden birisiyle esprili şekilde karşılıklı atışıyoruz. Beni susturmak için:
"Oğlum söz gümüşse sükût altındır." dedi.
Ben cevabı yapıştırdım:
"Altın erkeğe haram Hoca'm!"


Yorumlar - Yorum Yaz