ERKEKLERE ACIYIN

Ele, dile, bele sahip olmak.
Öyle buyurmuş Hacı Bektaş.
Elini engellemekte, dilini denetlemekte çok zorlanan insanın belini kolay sakınamadığı da bir gerçek.
Hele olanak çıktığında.
İyi de ne zamana dek?
Cinsel gücün bitişinden söz etmiyorum, cinsel isteğin bitişinden söz ediyorum.
Cinsel güç bittiğinde cinsel istek de bitmiş oluyorsa hiç sorun yok. Cinsel gücün tükenmişliğine karşın cinsel istek yerinde duruyorsa eyvah!
Önce Platon’un, sonra da Cicero’nun aktardığına inanılırsa, Sophokles bize avuntu sunuyor.
“Sophokles kimdir?” derseniz, İsa’nın doğduğu sayılan tarihten dört yüz doksan dört yıl kadar önce doğan Atinalı şair.
Ömrü yeten her canlı gibi Sophokles de yaşlanmış.
Yaşlı Sophokles’e, cinsellikle arasının nasıl olduğunu sorduklarında, o sıkıntıdan kurtulduğuna sevindiğini söylemiş. Demek ki cinsel gücüyle cinsel isteğini birlikte yolculamış.
Herkes için öyle değil.
Herkes için öyle olmadığını gösteren bir örnek vereyim.
Memleketin bir yerinde yaşayan seksen yaşını devirmiş bir adam, yol kenarında müşteri bekleyen bir kadınla anlaşmış. Bir ağaç altına geçmişler.
Biz nereden biliyoruz bu olayı?
Kolluğa başvuran adamın savına göre, kadın o iş sırasında cüzdanını çalmış. O yüzden başkaları devreye giriyor. Olay böylece bilinirleşiyor.
Cinsel ilişki girişiminin doğruluğu nereden belli?
İlişki girişimini her ikisi de doğruluyor. Adam kolluğa o şekilde anlatıyor. Hırsızlık savını kabul etmeyen kadın da para karşılığı cinsel ilişki kurmak üzere anlaştıklarını söyleyerek savın o parçasını doğrulamış.
Ne var ki yaşlı erkek başarılı olamamış.
Adamın başarısızlığını neye dayanarak yadsınamaz bir gerçek olarak sunuyoruz?
İlişki girişiminin başarısız kaldığını her ikisi de doğruluyor.
Seksenlik dedeye kızmadım, gülmedim; acıdım.
Hepimize acıdım.
O gerilim uzatmalarda bile insanı rahat bırakmayabiliyor demek ki!
Yayı germeye güç kalmasa bile...


Yorumlar - Yorum Yaz