HASTROLOJİ/dört

Koç Burcu: Kaç zamandır kendinizle küs dura dura aynaya bile bakmaktan korkuyorsunuz. Sabırsız bir kişiliğiniz var. Her istediğim anında olsun, cebim dolsun, beni sevmeyenler kaybolsun gibi sözlerle kendi kendinizi motive etmeye çalışıyorsunuz. Jet Fadıl’ı düşünün. Adam “Koçlar kurban olsun sana.” dedi ve postu deldirdi. O gün bu gündür yerli arabamız yok. Akıllı olun bacasil kullanmayın.

Boğa Burcu: Ramazan boyunca, kıtlıktan çıkmış gibi ye babam ye, ye babam ye elbette kilo alırsınız. Bu kadar kilo ile yarışmayı ancak kıçınızın üstünde seyredersiniz. Bayramdan sonda düzenli spor yapmaya başlayın, bu yıl Gürcistan’da da yarışmaya katılacak bir sürü güreşçi varmış. Sıkı bir çalışmaya girmek zorundasınız. Yüzümüzü kara çıkarırsanız soluğu mezbahada alırsınız.

İkizler Burcu: “Sabah gökyüzünün karnını gerdiği zaman” iki elinizi de iki yumruk yapıp bağrınıza bağrınıza “Dabadaba düüü” diye vurmak istiyorsunuz ama Bezgin Bekir gibi üşengeçliğinizi azatlayamıyorsunuz. Kendi kendinize vesveseler üretip aklınızın ipini pazara çıkarıp ipsiz müşterilerin parlaması için zabıtadan yardım istemeyin lütfen. Sonra Şaban Abak gibi “sabrımız suya kesti parlamadı müşteri” diye dövünüp durursunuz.

Yengeç Burcu : Koklamadığınız çiçek sizin değildir ilkesinden hareket ederek, sağa sola yeşillenmeyi bırakın artık. Gönlünüzün genç olduğunu hissettirmek için sabah ve öğleden sonra elbise değiştirerek kendinizi beğendirme huyundan vazgeçin artık. İnsan ne kadar sade ise o kadar yakışıklıdır.

Aslan Burcu : Yaş kemale erdikçe çakalların aç kurtların bürokrasi yalakaları gibi, önüne yatırdığın avını kapmak için gözünü nasıl boyadıklarının farkına bile varmıyorsun. Artık eskisi gibi gözlerin kızarmıyor, kuyruğun dikilmiyor. En iyisi rahmetli Cahit Zarifoğlu’nun Katıraslan kitabını çocuğunuzla birlikte okuyun da hem kendiniz için hem de çocuğunuz için burcunuzun karakterini yakından tanıyın lütfen.

Başak Burcu : Karanlık günlerden, acılı arabesk türkülerden kurtulacak bir yaşa ermenize rağmen hâlâ Orhan Gencebay, Müslüm Baba ve arada bir de Ferdi Tayfur, Hakkı Bulut kasetlerini bilgisayar ortamına atıp oradan da flaşa koyup arabanızda dinleme hastalığından bir türlü kurtulamadınız. Siz yerinizde dursanız da zaman değişiyor.

Terazi Burcu : Hayatta hiçbir şey dengesiz değil, bunun için anne ve babanız bu burca denk getirmiş sizi. Siz ise ara sıra dengesizlik yapabilecek hakka sahipken sürekli arıza çıkararak kendi kendinizle kavga ediyorsunuz. Unutmayın kendi kendisiyle kavga edeni bir başkası ayıramaz.

Akrep Burcu : Akraba ve hısımlarınızla uzun süredir aranızın açık olduğunu sağır sultan bile duymuş. Ağzı mübarek günler içinden çıkmak üzereyiz. Bu Ramazan Bayramı’nda şeytanın bacağını cart diye ikiye ayırın, herkesle kucaklaşın, gönlünüzün kırmızı ışıklarının lambasını söndürün, kırmızıda kullanacağınız saniyeleri yeşile aktarın. Yüzünüzde sarı yeşil tebessüm çiçekleri açsın.

Yay Burcu : Uzun zamandır aklınıza cin fikirler dadandı. Bundan dolayı herkese ark altından bostan bağışlıyorsunuz. Yaşınız çok gençse bostanı fistanı bilmezsiniz. Biraz okumuşluğunuz varsa Sâdi’nin “Bostan ve Gülistan”ından sinyaller alarak bir yerlere varırsınız ama “Bağa gel bostana gel” türküsünü bilmeden yine de bildikleriniz bir işe yaramaz. Gergin ayrılmayalım diye koştum sana dün... şakrısı da var.

Oğlak Burcu : Çebişlikten çıkıp teke ve keçi adayları arasında gösterilmeye başladıysanız özellikle yaz günlerinde insan içine çıkarken koltuğunuzun altına hiç bir şey bulamıyorsanız sabun sürün. Tekesi tekesi kokarak başkalarını rahatsız etmeye hakkınız yok. Hele keçi adayıysanız terlemeyin aman ha aman!

Kova Burcu : “Kova kova indirdiler yazıya/Tut ettiler al kınalı tazıya” türküsü ile burcunuzun bir akrabalığı olmadığını bilmiyorsanız bilmenizde fayda vardır. Hem yaşınız gençse belki kovayı bilirsiniz ama tazıya gelince aklınız yetmez. Sözlükleri karıştırmak zorunda kalırsınız. Şimdilik tazının av itlerinden önceki avcı dostu olduğunu bilin başka bir şeye de kafa yormayın.

Balık Burcu : Bu günlerde aklınızın bir gelip bir gittiğinin farkında değilsiniz. Roman okusanız sıkılıyor, deneme okusanız hoşunuza gitmiyor. Hikâye mi okuyayım öykü mü okuyayım, örneğin mesela ne yapayım diye aklınızın penceresinden içeriye bakma huyundan vazgeçin artık. Dışardan bakan da sizi
röntgenci zannedecek. Aklınızın bir gelip bir gitmesi normal. Sakin duygularla bir gün sizin de kapınızı
çalacaktır. Siz yeter ki kendinizde olun ve başkalarının acılarıyla demlenmeyin yeter


Yorumlar - Yorum Yaz