Bu çayırı kim böyle başıboş ve yalınız
Ölü atlar koşuyor koşumsuz bagas bagas
Kavalsız kepeneksiz hangi dağın çobanı
Kuzum böyle değildi benim bildiğim nadas
Kara işçi, sığırtmaç, halil oğlu ismail
Ama eyi biliyor terli ekmek ne demek
İlazım olan herşey mızraklıda yazıyor
Göçüp gidiyor insan bir arpalık bir evlek
Yağmur ne vakit yağar bu fidanlar ne zaman
Dedem bilirdi oysa; baharı, kışı, güzü
İçimiz kurtlanıyor neydi unuttuğumuz
Yüzümüze bakmıyor ayın karanlık yüzü
Gel bi çiftlik kuralım şöyle, şöyle ve şöyle
Alentiriği, suyu her bişeyi içinde
Köylü bilmez bu işi Allah’ın andavalı
Organik de satarız plaza keklerine
İşin kaydın yok mu hiç emekliliğin neyin
Eline yakışmıyor taldan sekiyor nacak
Ceylan gibi sekiyor papazın çayırında
Umarın harmanında aksıyor bastı bacak
Öpülmemiş omuzlar gibi dalgın ve ebter
Bizi nereye gömsün ölmediğimiz toprak.