YAYLADA ZAMAN-salih büyükoü

Ortaokulu bitirmiştim temmuz ayında rahmetli dedemle Zorkun Yaylası’na göçecektik. Öğle namazından sonra dedem elinde bir çift lastik ayakkabı ile geldi. Ayakkabıları görünce çok şaşırmıştım. Dedem dedi ki: “Bu ayakkabılarla yaylada daha rahat dolaşırsın.”
Elimde bir çift ayakkabı, yanımda annem kamyonun üzerinde hareket ettik. Annem: “Küpelilere dikkat et, kırılmasınlar.” diyordu.
Zorkun Yaylası’na geldik. Eşyaları eve yerleştirdikten sonra ilk işim top oynamak oldu. Lastik ayakkabılarım ayağımı biraz sıkıyordu ama çok mutluydum. Öğleden sonra arkadaşları aradım: “Haydi Karanlık Dere’ye gidelim.” dedim. Teyzemin oğlu Adnan, sınıf arkadaşım Hanifi, abim Reşit hep birlikte Karanlık Dere’nin yolunu tuttuk. İçlerinde en neşelisi bendim. Ayağımda yeni lastik ayakkabım ağaçların arasında sekerek koşuyordum. Önce Küçük Küreci’yi geçtik sonra Büyük Küreci’yi. Dağların arasından geçerek Mitis’in yaylasının altından Karanlık Dere’ye vardık. Karanlık Dere’nin suyu çok soğuktur, buz gibi. Karpuz çatlatan suyu da derler. Karanlık Dere’nin bir özelliği de burada yüksek bir kayanın altında bir mağaranın bulunmasıdır. Bu kayada nal izleri vardır. Bir rivayete göre bunlar Hz Ali’nin atının ayak izleridir.
Vakit ikindiyi geçmek üzereydi, Karanlık Dere kararmaya başlamış, karnımız da iyice acıkmıştı. Biraz ceviz topladık. Dağ eriği vardı, erik ağacına ben çıktım. Lastik ayakkabılarım var ya... İyice yorulmuştuk. “Annem, dedem, nenem merak etmişlerdir.” dedik ve tekrar yola çıktık. Yolda kiraz ağaçları ve böğürtlenler vardı. Karnımızı doyurduk. Akşamın alaca karanlığı çökmek üzereydi eve geldiğimizde, akşam ezanı okunuyordu. Dedem namaza durmuş, annem çok kızmış, nenem bizi korumaya çalışıyordu. O gün söz vermiştik, bir daha eve geç gelmeyecektik. Çok yorulmuştuk ama mutluyduk. Çok güzel bir gün geçirmiştik. Yatağa uzandığımda bir günün muhasebesini yapıyordum. Annem yanıma geldi, bizi çok sevdiğini söyledi ve alnımdan öptü. Yastığa başımı koyduğumda huzurlu bir şekilde bize öğretilen Fatiha ve İhlas surelerini okuyup Allaha şükrettim.
Zorkun Yaylası’nı, dedemi, annemi, nenemi şimdi çok özlüyorum.
Çocukluğumun mutluluğunu özlüyorum.


Yorumlar - Yorum Yaz