Site Menüsü

KAÇAK DÖVÜŞ

Gardını al bakalım hadi usta şairim
Toz duman bir bozguna hazırla atlarını
Nasıl baş edeceksin bu dağınık saçlarla
Dikkat et kırmayasın narin kanatlarını

Acımam, bakmam ama gözünün yeşiline
Şu dağları yardıma çağırsan da gelemez
Yüklenip çık o vakit zembereği diline
Şaşırmaz cümlelerim bir anlık sendelemez

Gerçi çok da sevimli gözlüğünün ardından
Yalvarma makamıyla süzen şehlâ bakışın
Lâkin geri girer mi, kalem çıkmış kınından
Fayda eder mi artık elemli yalvarışın

Pimi çekilmiş sözler kaleminden dökülen
Serseri mayın gibi nerde patlar bilinmez
Söylenir ya görelim nasıl güler son gülen
Burası söz meydanı yazılanlar silinmez

Namlunda kelimeler tükeniyor bak usta
Işığın efildeyip gözlerin kararıyor
İyisi mi tek kalem oynatma bu hususta
Solgun yüzlü imgeler etrafını sarıyor

Daraldın biliyorum hadi aç bir düğmeyi
Boynunu yılan gibi kavrayan gömleğinden
Biraz derin nefes al ihmal etme gülmeyi
Kendini doğaya ver, çiçeklere sevginden

Sataşma var diyerek mavzerini kuşanma
Muhabbetimiz vardır hatırını sayarız
Cismimize bakıp da bizi değersiz sanma
Kalbimiz som altından, hem yirmi dört ayarız

Bu sular tekin değil her an çıkar fırtına
Devirme iyi tutun altındaki sandalı
Yüklenme en ölümcül cümleleri sırtına
Şimdiden uzatayım ben sana zeytin dalı...


Yorumlar - Yorum Yaz