
Elli yıl geriye gittim uzandım 
O günün Mûsâ’sı aklıma düştü 
Vardım bir duvara yorgun yaslandım
Ninemin asâsı aklıma düştü
Kadınlar el ele ıstar ıyardı 
İpini çok çeşit renge boyardı 
Dedem bir kütükde tütün kıyardı 
Cuvara kesesi aklıma düştü
Saban batmıyordu madırap yere 
Tarlada yorulur batardık tere 
Toz toprak kokardık “ho” der ha bire 
Öküzün mesesi aklıma düştü
Birine “hüs” desen herkes duyardı 
Enikden cücüğe hatır sayardı 
İkramı yemezsen gönül koyardı 
Çokuntu masası aklıma düştü
Bereket var idi her şeyde boldu 
Herkesin mekânı herkese yoldu 
Şimdi baraj bastı her yer göl oldu 
Çağlayan su sesi aklıma düştü
Çokca inatlaşıp çabuk küserdik 
Yağardık, gürlerdik biraz eserdik 
“Oyunda cıllıma yok” der keserdik 
Oyunun yasası aklıma düştü
Kayıtlar görürdük biri gelmeden 
Bakılmazdı yüze asla gülmeden 
Kusurda olurdu tabi bilmeden 
O günün tasası aklıma düştü
Çabut eskisinden nice top ördük 
Yokluğu, kıtlığı beraber gördük 
Saatlerce yolu yaya yürüdük 
Köyümün Îsâ’sı aklıma düştü
Güreşler tutardık çim yere enip 
Elense çekerdik rakibe sinip 
Düğüne giderdik çoğnaşıp binip 
Kamyonun kasası aklıma düştü
Azâbi ne çabuk geçti şu hayat 
Bazı taze yedin bazen de bayat 
Her şeyi sayarım okursan şayet 
Uzunu, kısası aklıma düştü